bir varmış bir yokmuş...

 

Aslında Edirne'de gördüğüm Adalet Taşının altındaki "Merzifonlu Kara Mustafa Paşanın gövdesinden ayrılmış başı ibret-i alem için burada sergilenmiştir" cümlesi Viyanaya gelme konunda şüpheler uyandırmamış değildi kafamda...

 

Öyle ya hesapta olmayan bi gelişme kuşatmayı bozup, kafayı gövdeden ayırabiliyordu.. ancak Sertaç'in hediyesi olan züper silah tüm şüphelerimi dağıtmıştı taa ki Cumartesi tükkanların 5 de kapanıp pazartesi 10'a kadar kuru ekmek bile alamayacak olduğumu üstelik merkezdeki tüm sinemaların almanca dublajlı ve ingilizce altyazıSIZ olduğunu farkedinceye kadar...

 

bu durumda 30m2 lik mini dairemde http://www.singerstrasse2125.at oturup bu kabus bitene kadar viyanalılara yokmuşum gibi davranmaya karar verdim...

 

fırsattan istifade -bu uzuuun calışma/oturma izni bekleme süresinde -ki bi ara ben bile şüphe etmiştim olayın gerçekliğinden-, sonrasındaki taşınma maratonunda,

 

- orada burada ve şurada manevi desteğini esirgemeyen (maddi demedim farkettiyseniz cimri herifler)

- sürekli atraksiyonlar organize eden, bitmeyen atraksiyonlara bıkmadan gelen

- alkol tüketimi konusunda benle yarışmaya cürret eden, sonra sızıp kalan

- gecenin 4 ünde bana kave yapan, ertesi gün işine gidemeyen

- arayan soran, aranıp sorulmayı bekleyen ve fakat aranıp sorulamayan

- İstanbulda evimin yolunu bilmeyen ama "viyanaya bi yerleş de sana gelelim" diyen, gelmek için şimdiden open bilet alan, almak isteyen ve fakat parası olmayan (onlar için ayrıca bi güzellik düşünülecek) 

- beni daha az göreceği için üzülen, zaten beni az gören, keşke hiç görmesem diyen

- viyanadaki arkadaşlarının adreslerini veren, onlara benim ne kadar 'iyi' bi insan olduğumu söyleyen

- ayrılırken gözleri dolan, abartıp hüngür hüngür ağlayan...

- uzatma günlerinde evine davet eden; evini, arabasını, çantasını, giysilerini paylaşan; mangal yapan, sabahın  köründe havaalanına götüren

- kuşuma ve çiçeklerime iyi bakacak olan...

 

tüüüm sevgili arkadaşlarıma hayatta ne istiyosanız o olsun diyorum...

 

benim gibi hayatta ne istediğini bilmeyenlere ise "free rider" olmanın mutluluk getirmediğini, iyi bi baltaya sap olmazsanız 20nizde 30unuzda ve hatta daha sonrasında hala göçebe olacağınızı (şekil 1a); bu göçebe hayatın da aslında kendinizden kaçmaya çalışmaktan başka bişey olmadığını hatırlatırım... Mehmet ne demiş Emerson : Size sizden başka hicbirşey huzur veremez... Ruhun(m)uzun huzur bulması dileğiyle...

 

varlığınız ve yakınlığınız için teşekkürler...

 

kubilay

 

 

PS.

1. o yahoo da "kubilay fan club" ve mail gurubu kuracağını söyleyen ve fakat sanırım artık ayılmış ve bu sozu hatırlamıyor olan hanım kızımız ya da bihayırsever elini çabuk tutarsa bu mail ve halefleri istemeyenleri meşgul etmeyecek...

2. telefon detaylarım aşağıda (cep tel yanımda).. mektup yazacağını iddia edenler için : GE Plastics, Tivoligasse 15/5, A 1120 Vienna (bilin bakalım noolacak : tabii ki kıçımızı koyduğumuz her ofis gibi bu da taşınacak...)

3. bu koşuşturmada doğum günlerini bilip arayamadığım Nesli, Zeynep ve Sami'ye de mutluluklar dilerim...

______________________________

O.Kubilay Balci

Regional Black Belt - Central Europe

Phone   +43-1-815 720 311

Fax       +43-1-815 720 320

Mobile  +90-532-691 61 69

V-mail   +31-164-292900 box# 5224

e-mail   Kubilay.Balci@g...

URL      http://www.ge.com/sixsigma

_______________________________